Kanserle mücadelede akıllı ilaçlar ve immünoterapinin yaygın bir şekilde kullanılması önemli gelişmelere yol açıyor. Artık günümüzde kişisel tedavi yaklaşımları Onkolojinin yeni gücü haline geldi. Adana Onkoloji olarak kanserle mücadelede kişiye özel tedavi dönemini sizler için anlattık.
Geçmiş yıllarda amansız bir hastalık olarak nitelendirilen kanser, son senelerde teknolojide ve tıpta yaşanan gelişmelerle birlikte tedavi edilebilir bir hastalık haline geldi. Yeni tanı ve tedavi metotları her geçen gün hayatımıza girmeye ve kanserle mücadelemizde elimizi güçlendirmeye devam ediyor. Onlardan biri de kişiye ve tümöre özel tedavi yaklaşımı.
Sağlıksız beslenme alışkanlıkları, artan stres unsuru ve çevresel etkenler kanser vakalarının görülme sıklığını arttırıyor. Projeksiyonlar 2030 yılına gelindiğinde 27 milyon insanın kanserle yüzleşeceğini ön görüyor. Ancak yaşanan gelişmeler kanser vakalarının teşhis ve tedavisini kolaylaştırmayı sürdürüyor. Tümör hücreleri tıp insanları tarafından her geçen gün daha iyi tanınıyor. Kişiye ve tümöre özgi tedavi planlaması kanserli hücrelerin kontrol altına alınmasını sağlayarak hastanın daha konforlu ve daha uzun bir yaşam sürmesini sağlıyor. Yan etkisi az, konfor düzeyi diğer tedavilere kıyasla yüksek olan biyolojik tedaviler, kanserle mücadeledeki yeni yardımcımız.
Günümüzde eskiye kıyasla çok daha fazla kemoterapi ilacına sahibiz. Bu ilaçların yan etkilerini yok etmeye dair çalışmalar da sürüyor. Bunların başında da kanserle özdeşleşen saç dökülmesi geliyor. Akıllı ilaçların kullanıldığı kanser tedavisinde artık saçlar dökülmüyor. Bununla birlikte bağışıklığın baskılanması veya kan değerlerinin düşmesi de önlenebiliyor. İmmünoterapi sayesinde de hastanın kendi savunma sisteminin yeniden aktif hale gelmesi ve kanserle mücadele etmesi mümkün oluyor.
Yakın gelecekte kanserle mücadelede elimizin çok daha kuvvetli olacağını tahmin etmek zor değil. Günümüzde radyolojik tetkikler ve biyopsi gibi uygulamalarla kanser tanısı koyulabiliyor. Ancak yakın gelecekte tümörlerin daha erken evrede teşhis edilmesi mümkün olacak. Bu da kanser tedavisindeki başarı oranını çok ileri seviyelere taşıyacak.
Kişiye özgü kanser tedavisi, hastanın ve tümörün genetik özellikleri gözetilerek planlanan tedavi anlamını taşıyor. Kişiye özgü tedavi sayesinde kanserli hücreler uzun vadeli tedaviler ile kontrol altına alınabiliyor. Bu sayede kanser hastası daha uzun ve konforlu bir yaşam sürerken eskiye göre çok daha az yan etkiyle karşılaşıyor. Meme kanseri, böbrek kanserleri ve daha birçok kanser türünde son derece başarılı sonuç veren kişiselleştirilmiş tedavilerde saç dökülmesi, kan şekeri düşmesi ve bağışıklık sisteminin baskılanması gibi yan etkiler doğurmuyor.
Onkolojik tedavide immünoterapinin kullanılması, hastanın kanserle mücadelesine, kendi bağışıklık sisteminin de katılmasını sağlıyor. Hastanın kansere karşı gücünü ve direncini arttıran bu yöntem yaşam süresinin uzamasında büyük fayda sağlıyor.
Kanser vakaları ve onkolojik tedaviler hakkında daha fazla bilgi almak için Adana Onkoloji Blog sayfasını takip edebilirsiniz.